***

Bu Blog'da: Ünlü isimlerle yapılan röportajlar ve hikayeleri, gidilen workshop'lar, izlenilen; film-tiyatro-konser notları ve hafta sonu önerileri yer almaktadır.

...

24 Nisan 2012 Salı

Özge Uzun: “Sevgiyle dokunduğun her şeyden bir ses çıkar!”

Sabahın ilk haberlerini CNNTürk TV’den Güne Merhaba programı ile bizlere sunan ve günaydın diyen Özge Uzun ile bu ay çok samimi bir söyleşi gerçekleştirdim… Kapıda bizi sıcacık bir “merhaba” ile karşılaması her şeyin yolunda gideceğinin yani röportajın ve fotoğraf çekimlerinin keyifli olacağının habercisiydi. Üstelik oğlu Dağhan’ın da biz geldiğimiz zaman uykudan uyanmış olması, bizimle daha keyifli zaman geçirmesine sebep oldu… Özge Hanım, hamilelik sürecinde yapılan tüm rutin kontrollerde ortaya çıkmayan bir durumla karşılaşmış Dağhan’ı kucağına aldığında. Kalça çıkığı, kalp sorunları, bitişik parmaklar, gelişim geriliği… Bunlar ilk başlarda Özge Hanım’ın kendini sorgulamasına sebep olsa da kısa bir süre sonra oğlu Dağhan’la paylaşımları ile kafasından olumsuz düşünceleri atmış. Hatta: “Ben ne kadar güçlü bir kadınım ki Allah bana böyle bir evlat verdi” diye düşünerek her gün daha bir bağlanmış oğluna. Aralarındaki bağın ne kadar güçlü olduğunu anlamak için anne-oğlun keyifli geçen zamanlarını kısaca gözlemlemeniz yeterli.

23 Nisan 2012 Pazartesi

23 Nisan'lar ve çocukluğumdan kalanlar...

Dolu dolu geçen çocukluğumun ardından aklımda kalanlarla ben çok seviyorum 23 Nisan kutlamalarını ya da o gün yaptıklarımı…
Gün erken başlardı zaman ister 23 Nisan ister 19 Mayıs ister 30 Ağustos olsun, fark etmezdi. İstikamet belliydi çünkü… Sabah erken kalkardık tüm aile ve süper bir kahvaltının ardından yolumuzu İnönü Stadı’na düşürürdük. Her yıl ortaya çok güzel gösteriler çıkardı. O şovları, yürüyüşleri, şiirleri, kısa konserleri izlemeyi severdim ben. Hayli güzel geçerdi zaman yani erken kalkmaya değerdi. Tam olarak hatırlayamasam da yaklaşık üç-dört saat sürerdi gösteriler. Gösteri bitince aktivitelerimiz son sürat devam ederdi tabii ki. Bazen Maçka Parkı’na gider orada, Lunaparkta eğlenirdik bazen de Gülhane’ye geçer orada çarpışan arabanın keyfine varıp, hayvanat bahçesini dolaşırdık.  Eğer vizyona yeni bir çizgi film ya da çocuk filmi girmişse onu da kaçırmazdık.

Her adımda yeni bir şeyler keşfetmek bana çok keyif verirdi.

Bazen bu etkinliğimize kuzenlerimi de dahil eder, daha kalabalık daha güzel vakit geçirirdik… O zaman İstiklal Caddesi’nde yürümek ve Tünel’e Tramvayla inmek çok daha keyif verirdi. Hayran hayran izlerdim caddeyi tramvaydan kafamı çıkararak. Yavaşça tünelde durunca da inmeyi istemesem de iner, başlardık yürümeye.

Bir de o gün yemekte dışarı da yenir üstüne de mutlaka tatlı keyfi yapılırdı… Çok keyif aldığım, mutlu güzel bir gün geçirirdik ailece. Uzun yıllar bu böyle devam etti. Liseye geçtiğimde ise gitmemeye başladık, mecburi okulda olma zorunluluğundan dolayı ve sonra da “büyüdüm artık gitmeyelim”in arkasına saklanıp, belki de uykuyu daha tatlı bulup hiç gitmedik…

Şimdi ne zaman belirli gün ve haftalar sıralamasında ulusal bayramlarımızı görsem hep bu yaptıklarımı aklımdan geçiririm ve teşekkür ederim anneme-babama bana çok güzel bir çocukluk yaşattıkları için. Aklımda yazmaya değer, unutamayacağım anılarımı biriktirdikleri için.

Küçük, kağıttan bayrağı ve balonu elinde olan Aslıhan; tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlarken size küçük bir mesaj vermek ister:

Her ne yaparsanız yapın, imkanlarınız ölçüsünde eğer mutlulukla, sevgiyle, huzurla, içtenlikle bir şeyleri yaparsanız anılarda hep canlı kalırsınız tıpkı benim şuan sizinle paylaştığım ve yazarken de mutlu olduğum gibi.

20 Nisan 2012 Cuma

22 Nisan'da ANNE BEBEK DERGİSİ Profilo AVM'de

Çocuk şenliğine davetlisiniz!

Anne Bebek Dergisi ve Profilo Alışveriş Merkezi, Şişli Belediyesi’nin desteği ile 22 Nisan Pazar günü bir Çocuk Şenliği organize ediyor.

Bu özel günde çocuklarınızla güzel bir gün geçirmek için sizleri de bekliyoruz.

Neler mi yapacağız? Çocuklarımız hayallerini çizecek, biz de onları sergileyeceğiz. Kostümlü fotoğraf çekimi yapacağız. Oyun noktalarında çocuklarımız aktivitelere katılacaklar. Bizler de onların neşesine ortak olup, çocuk gülüşlerini paylaşacağız.


Yer: Profilo Alışveriş Merkezi
Tarih: 22 Nisan Pazar
Saat: 12:00-18:00

16 Nisan 2012 Pazartesi

Demet Tuncer ile stüdyodayız :=)

Çok eğlenceli birisi ile hem röportaj keyifli geçiyor
 hem de stüdyo çekimleri bitmesin modunda ilerliyor…


Onu kimimiz tanıyordu ama çoğumuz Çocuklar Duymasın'ın Marry'si rolünde
 tanıştık kendisiyle. Şimdilerde dinlenme sürecinde çünkü o artık 7 aylık bir anne :=)

All ForKids Dergisi için Demet Tuncer ve kızı Ayza ile stüdyoda buluştuk. Çekimler o kadar hızlı ve o kadar güzel geçti ki “nasıl yani ne çabuk bitti” cümlesini kurdum işimiz bittiğinde. 7 aylık süslü kızı Ayza annesinin kollarında havalara zıpladığında halinden o kadar memnundu ki anlatamam sizlere. Benimle de gayet iyi anlaştı ama o en çok aynalarda kendini görünce mutlu olup, şaşkın şaşkın kendine bakmayla meşgul oldu.

Demet Hanım ise son derece kaprissiz, ekranlarda görüldüğü gibi eğlenceli ve de çok keyifli biri. İnsan pozitif olunca etrafındakilere de aynı ışığı saçıyor ve böylece her şey gayet yolunda ilerliyor. “E hadi biraz daha uzasa ya bu çekim” diyebiliyorsunuz. Oyuncu olmanın verdiği ruh pozlara da yansıyınca işte bu karedeki gibi pozlar çıktı ortaya…

Son derece keyifli röportajı derginin Mayıs sayısında okuyabilirsiniz.

11 Nisan 2012 Çarşamba

Bir bebek dergisinde kapak nasıl hazırlanır, nasıl çekilir, neye göre karar verilir?

Her seçim başlı başına zorluyor beni söz konusu kapak olunca. Çünkü herkesin baktığında “harika bir kapak olmuş” cümlesini kurmasını istiyorum. Durum böyle olunca da daha bir titiz davranıyorum seçimlerimde.

Önce bebeği belirliyoruz!
İlk iş olarak kapak bebeğine karar vermeyle başlıyoruz. Rastgele ya da gelişi güzel bir tercih olmuyor bu elbette ki. Bir ay kız, bir ay erkek bebeğe yer veriyoruz. Eğer renkli gözlü bir bebek çekimi yaptıysak sonraki ay için renkli gözlü bebekleri eliyoruz. "Bu mu olsun yoksa bu mu?" diye düşünerek işin en zor kısmı olan bebeğimizi belirliyoruz ekip olarak.

Aile ile iletişime geçiyorum!
Maillerimize düşenler arasından seçimimizi yaptıktan sonra bebeğin ailesi ile iletişime geçip, verdiğimiz zaman diliminde uygun olup olmadığını soruyoruz. Bazen aile İstanbul dışında olabiliyor, o zaman tekrar başa dönüp, iki resim arasında kararsız kaldığımız ikinci bebeğin ailesi ile iletişime geçiyoruz. Sonuç olarak aile ile anlaşıyor, sonraki aşamaya geçiyoruz.

Fotoğrafçı ile uygun zamanı belirliyorum!
İlk iki işlem tamam, şimdi fotoğrafçımla olabilecek gün ve saatleri ayarlamaya çalışıyoruz. Burada günü biz (fotoğrafçı ve ben) belirlesekte, saat dilimini bebeğimiz belirliyor. Çünkü sabah çok erken saatte, yemek saatinde, uykulu olabileceği bir zaman diliminde çekimleri gerçekleştirmeyi tercih etmiyoruz. Bu zaman dilimlerinde prens ya da prenseslerimiz huysuz olduğundan öğleden sonralarını tercih ediyoruz.

Kıyafetler için mağazaları dolaşıyorum!
İşte bu aşamaya bayılıyorum. O kadar güzel kıyafetler var ki hepsini almak istiyorum. Bu noktada tercihlerimizi belirlerken yine bir önceki ay kullandığımız renkleri dikkate alıyoruz. Böylece sizlere her ay dopdolu konu içeriklerimizi rengarenk kapaklarla sunmuş oluyoruz. Neyse alışverişe geri dönüyorum: Resimlerden ve aileden aldığımız bebeğin yaş/boy/kilo durumuna göre opsiyonlu şekilde kıyafetler toplayarak ofise dönüyorum. Tabi bu arada hangi ayda olduğumuzda kıyafet seçimlerimizde neleri tercih etmemizde yine belirleyici bir unsur oluyor.

Çekimler için stüdyoda buluşuyoruz!
İşte merakla beklenen ve akıllardan geçen: “Acaba nasıl olacak? Bebek sakin mi? Uyumlu mu? Bize poz verecek mi?” gibi sorularla birlikte aile ile stüdyoda buluşuyoruz. Öncelikle minik konuğumuzun ortama ısınması için etrafı keşfetme sürecine giriyoruz. Kaynaşma ve de anlaşma sürecini geçtikten sonra makinenin ve ışıkların karşısında, beyaz fonun önünde kendisiyle buluşuyoruz ve  gülmesi için karşısında şekilden şekle giriyoruz, şarkılar söylüyoruz, alkışlar ediyoruz derken ortaya güzel kareler çıkarmaya çalışıyoruz. Bu süreç için belirli bir dilim söz konusu değil bebeğin ya da çocuğun durumuna göre değişiyor ama bir saatten önce stüdyodan çıkmıyoruz kesinlikle.   
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...