***

Bu Blog'da: Ünlü isimlerle yapılan röportajlar ve hikayeleri, gidilen workshop'lar, izlenilen; film-tiyatro-konser notları ve hafta sonu önerileri yer almaktadır.

...

28 Şubat 2011 Pazartesi

Kapak Çekiminden Keyifli Notlar(ım)!

Bugs Bunny’imle ben
Hem kışın en ortası hem de baharın başlangıcı olan Mart kapağımız için Serpil-Hilmi Şimşek’in ikinci çocukları olan Selen ile stüdyoya girdik. Aslında biz birbirimizle daha önceden yani Selen 4-5 aylıkken okur ziyareti köşemizde annesiyle röportaj yapmak için evlerine gittiğimde tanışmıştık. Şimdi Selen büyüdü ve kapağınızda da yer almak istiyorum değince stüdyomuza davet ettik Şimşek ailesini. Kıyafetleri görünce hemen kendine bir kombin yapan Selen ilk olarak; pembe bluzu ve kısa kot eteği giymek istedi ki çok da şirin oldu bu isteğiyle. Sıra poz vermeye gelince biraz zorlandık ama yine de ortaya birbirinden keyifli kareler çıkardık. 


26 Şubat 2011 Cumartesi

25 Şubat 2011 Cuma

Peki ya cinsel hayatınız?

Doğum sonrası kadınların cinsel hayatı; kültürel ve dini etkenler, fiziksel ve psikolojik durumları ve  hamilelik öncesi cinsel hayatıyla çok ilişkilidir. Bu dönemde, kadın için cinsel hayatıyla ilgili değişimleri konuşmak ve bu döneme adapte olmak her zaman çok kolay olmamaktadır. Bu süreçte birçok değişiklik annenin cinsel yaşantısını etkileyecektir. Üreme sağlığı, sağlıklı cinsellik, uygun yöntemlerle hamilelikten korunma gibi kavramlar güncel yaşamda her geçen gün daha yaygın bir şekilde gündeme gelmektedir. Hamilelik sonrası istenmeyen hamileliklere karşı korunma yöntemleri ve ikinci doğum için ideal zaman aralığı gibi konularda bilgi sahibi olunması bu süreçte tüm ailelere yol gösterici olabilmektedir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden E. Nil Uğurlu doğum sonrası cinsel yaşam ve korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi.

24 Şubat 2011 Perşembe

Eşinizin sizi etkilemesine izin verin!

Her yıl Sevgililer Günü'nde ilişkilere, evliliklere dair sözler söylenir. Verilen bilgiler bazen genel değerlendirmelerden öteye gitmez. Bu sene sizlere ikili ilişkilerin özel bir görüntüsünden bahsetmek istedik. Belki farkında olmadan siz de bu genel-özelin içindesinizdir. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Koçluk Akademisi'nden Uzman Koş Eda Aydoğan'a DEHB'li kişilerin bu özel günde neler dikkat etmesi gerektiğini sorduk.

22 Şubat 2011 Salı

2011 Anne Bebek Fuarı'dan kalanlar

Bu yıl diğer yıllara göre dopdolu bir stantla sizlerle buluştuk, çünkü Hem Anne Bebek Dergisi hem de Anne Bebek Mağazaları olarak çıktık karşınıza...

Pazar günü itibariyle geride bıraktık fuarımızı ama gelmek isteyipte gelemeyenlere şöyle bir hatırlatalım neler yaptığımızı ki bir sonraki seneyi iple çeksinler...

Perşembe ve cuma günü uzman konuklarımıza okurlarımızın soruları eşlik etti. Haftasonuna göre daha sakin iki gün geçirdik ama bu dopdolu bir haftasonunun habercisiydi ki öyle de oldu zaten. Haftasonu konusunda uzman olan doktorlarımız; çocuk gelişim-sağlığı-beslenmesi-psikolojisi hakkında çeşitli bilgilere vererek okurlarımızı bilgilendirdiler.

Standımızda bizleri takip eden bilinçli ve meraklı okurlarımız hep vardı.
C.tsi günü satndımıza gelen
minik konuklarımızın resmini Efsane Ersan çekti, ortaya çok güzel kareler çıktı. Önümüzdeki aylarda dergimizde yayınlayacağız resimleri.

Pazar günü ise kapak fotoğraflarımızı çeken
Burçin Çobanoğlu ve Şahver Koçulu bizlerle birlikte oldular. Üstelik bu anı ölümsüzleştirmek için de çektikleri resimleri anında çıkarıp çok güzel bir çerçeveyle okurlarımıza verdik... Bunların bir kısmını paylaştım buradan ama devamı önümüzdeki aylarda dergimizde olacak...
 
Anlayacağınız her anımızın dopdolu, bilgili, eğlenceli, neşeli, hoş sohbetli geçtiği bir fuarı daha geride bırakmanın hem yorgunluğu hem de hüznü var bizde. Yine yeni bir etkinlikte siz en değerli okurlarımızla buluşma planlarına başladık bile.

Anne Bebek Dergisi'ni takibe devam yine süprizler var...

Bu arada abone olmayı düşünenler varsa aranızda süper bir hediye paketimiz var. Bunun için 0212 213 85 77-78-79'dan Müjde Hanım'dan bilgi alabilirsiniz...
Unutmadan:
Fuarları seviyorum, çünkü
okurlarımla buluşmayı seviyorum, onların önerilerini dinlemeyi dergimin sayfalarını isteklerine göre hazırlamayı seviyorum..
.

Herkese sonsuz teşekkürler...

15 Şubat 2011 Salı

Anne Bebek Çocuk Fuarı'na davetiyelerim var ;)

Bu yıl 20.'si düzenlenen Uluslararası Anne Bebek Çocuk Fuarı'nda yine sizlerle buluşuyoruz Anne Bebek Dergisi Ekibi olarak fuara sizleri davet ediyoruz. Elimde 20 bilet var sizler için ve bu da 10 şanslı isme davetiyelerini göndereceğiz demek oluyor. Bunun için yapmanız gereken sadece Anne Bebek Dergisi internet sitesine buraya tıklayarak abone olmak ve sonrasında da  blog'un yorum kısmına mail adresinizi bırakmak... Fuarda görüşürüz...

17-20 Şubat 10:00-19:30 saatleri arasında HALL 11 A-106 standımızda buluşmak üzere...

Fuara gelin çünkü;
  • Standımızda sizi bizler bekliyor olacağız.
  • Konusunda uzman doktorlarımız çocuk sağlığı-gelişimi-beslenmesi-bakımı-psikolojisi hakkında birçok yararlı bilgiler verecek.
  • Anne adayları için bebek hemşireleri uygulamalı olarak bebeğinizi nasıl tutacağınızı, yıkarken neye dikkat etmeniz gerektiğini gösterecek.
  • Fuara özel içerisinde 21 tane ürününün yer alacağı abonelik paketimiz olacak.
  • Son 5 sayımıza ya da ilginizi çeken 5 dergimize tek sayı ücreti ödeyerek sahip olabileceksiniz.
  • Yine fuara özel hazırladığımız "Anne Bebek Hatırası" köşemizde çocuğunuzun resimlerini profesyonel fotoğrafçılar çekecek ve sonrasında bu resimleri sizlere ulaştıracağız.Bunlar içinde kapak olabilecek bir resim bile seçeceğiz.
  • Anne Bebek Mağazaları'nda satılan birçok ürüne fuara özelsatış fiyatından sahip olabileceksiniz. 

    Başka sürpiz hediyeler ve aktiviteler yine sizleri bekliyor olacak...
 
Hepinizi bekliyoruz....

14 Şubat 2011 Pazartesi

Aşk; yaşlılıktan titreyen eline, kalbinden gelen hızı katmaktır kimi zamanda...



Kimimiz bu ayı sever kutlarız kimimizde amaaan boşver der geçiştiririz ve de ekleriz, diğer günlerden farkı neki diye. Hemen farkını anlatayım size öyleyse. Aziz Valentine’nın öyküsü üçüncü yüzyıla dayanan yıllar önce yaşanmış bir aşk hikayesi. O dönemde Roma İmparatoru 2. Claudius zalimliklerinin sonucunda ortaya çıkan günde denilebilinirmiş aslında. Hikayeye göre İmparator’un anlattıklarının yanlış olduğunu söyleyen ve Aziz olarakta kabul edilen filozof Valentinus'un yakalanıp hapse atılmasıyla birlikte başlayan ve gardiyanın kör kardeşinin gözlerinin açılması umuduyla Valentinus’un yanına getirmesiyle devam eden hikaye, Julia’nın gözlerinin açılıp, Valentine’nın öldürülmesiyle efsaneleşir. O gün bugündür de 14 Şubat sevgililer günü olarak kutlanır. O gün dediğim yılda 14 Şubat 270.

Her yıl kutladığımız ya da kutlamasak bile “Sevgililer Günü” cümlesini geçirdiğimiz bu ay bana bir şey ifade etmiyor aslına bakarsınız. Hikayeyi özet olarak yazdım size. Bu onların hikayesi diye düşünüyorum ben. Kendi hikayem var benim diyorum sonra. Bu yüzden de ben bu günü yok sayan gruptanım. Yanlış anlaşılmasın özel günlere saygım ve de sevgim sonsuzdur ama “Sevgililer Günü” “Sevgilimle olan gün” kavramıyla karışınca ben özel zamanlarımdan biri olarak kabul etmiyorum bugünü.

Aşkı severim hem de dolu dizgin yaşarım.
Aşk; her zaman gülücüklerle bakmayı sağlar.
Aşk; hep iki kişilik düşündürür.
Aşk; heyecan katar.
Aşk; huzur verir.
Aşk; ansızın, anlık mutluluk sağlar.
Aşk; kalbi hızlandırır, yüzü kızartır, elleri terletir, cümleleri karıştırır ama yine de
Aşk; işte ben buradayım ey hayat dedirtir her seferinde, yaşattığı tüm güzelliklerle.
Aşk; yaşlılıktan titreyen eline, kalbinden gelen hızı katmaktır kimi zamanda...


Aşk; bence bunlardan ibaret ama iki afacana da sormadan edemedim. Cevaplara bakar mısınız?

"9 yaşındaki Emir, hayal olduğunu; 5 yaşındaki Ece Naz ise evcilik oyunu, birlikte el ele yürümek ve birbirine kırmızı gül vermek olduğunu söyledi."

Yaşlardan çıkan cevaplar “Aşkın yaşı yoktur” cümlesini bir kez daha hatırlatıyor bana. Tabiki bu yaşta çocuk aşkı anlamaz ama tanımlamalar hiçte fena değil derim ben. Siz ne dersiniz?

Hep savunduğum ve sanırım savunmaya da devam edeceğim değişmeyen bir şey var ki o da; aşkın, sevginin; zaman, mekan, doğru, yanlış, iyi, kötü, hiçbir ayrım yapmadan sonuna kadar devam demesi... Kendinize özel bir gün seçin sizde ve her yıl 14 Şubat yerine o günü kutlayın. O gün alın hediyenizi, o gün hazırlayın en şık sofranızı, o gün en güzel bir yerde ayırtın yerinizi, o gün hazırlanın sevdiğiniz için her zamankinden biraz daha özenli… Unutmayın, özel anları unutulmaz kılmak sizin elinizde.
Hep sevgiyle çoğalmayı umud eden Aslıhan . . .

10 Şubat 2011 Perşembe

Cem Adrian Röportajı

"Gitmek yenilmek değildir, kazanmak da. Gitmek, gitmektir işte, hepsi bu!" Ben bu şarkıyla tanıdım Cem Adrian'ı ve ben de apayrı yeri vardır "Nereye Gidiyorsun?" şarkısının ... Sırf bu şarkıyı canlı dinlemek için konserine gittiğimi de bilirim o derece yani... Şimdilerde yeni çıkardığı "Kayıp Çocuk Masalları" albümü çok fazla konuşulan Cem Adrian ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdim. 


Cem Adrian, kendini en sevdiği bir şarkının sözleriyle ifade ederse, hangi sözleri seçerdi? 

 Ben bir kelebeğim… Yarın öleceğim… Kanatlarım emanetti… Çırılçıplak gömüleceğim

Cem Adrian'ın nasıl bir iç dünyası var?

En net özetiyle 'Değişken'
Müzikle haşır neşir oluşunuz ortaokul döneminizden beri gelmekte. Çok uzun bir süreç bu. Nasıl geçti, şu anda istediğiniz noktada mısınız?
Müziğini özgürce yapıp insanlara doğru şeyleri sunabilmeyi amaçlayan bir müzisyen olarak bu kadar bağımsız bir noktada olmaktan dolayı çok mutluyum...

7 Şubat 2011 Pazartesi

Oy lazım oy yarış var gene ;)

Tamamiyle keyfiiii... Gerçekten ama kazansam fena olmaz değil mi?
Ben Nimo ile bir yarışmaya katıldım demiştim ya size hani. Şimdi bu yarışmanının Faceebook üzerinden oylama süreci başladı.Beni yani Nimo'yla bizi desteklemek için yapmanız gereken çok basit:
Buraya tıklayarak only Türkiye'nin sayfasını beğeniyorsunuz. sonra buraya tıklayarak da 7. resmin altındaki BEĞEN butonuna tıklayıp oy vermiş oluyorsunuz. Hepsi bu işte :)

Teşekkürler ;)

Destekleyen herkese çok teşekkür ederiz... 14 Şubat 19:00'da açıklanan sonuçla 473 beğeni alarak Nimo ile bilrlikte 2. olduk.

4 Şubat 2011 Cuma

Kapak Çekiminden Keyifli Notlar(ım)!


Ellerim ceplerimde hava ayaz mı ayaz
Bu ay, Mehmet-Pınar Özdemir çiftinin tatlı mı tatlı kara kaşlı kara gözlü oğulları Can ile stüdyoya girdik. Poz verme konusunda gayet başarılı, hemen hemen her dediğimizi yapan akıllı, uslu diye tabir ettiğimiz çocuklardan biri Can. Çekim günü de gayet modundaydı diyebilirim. Bu keyifli çekim için teşekkür ediyor, nazarlardan uzak olsun diyorum Can’a.

3 Şubat 2011 Perşembe

Goncagül Sunar Röportajı

“Bebeğim gelmek istediği zamanda dünyaya geldi!”
Goncagül Sunar dediğimizde aklınıza gelen ilk dizi hangisi diye sorsam sanırım çoğunluğunuzdan gelecek cevap; “Mahallenin Muhtarları” olacak… Tiyatro eğitimi aldığı dönemde diziyle oyunculuk hayatına başlayan Goncagül Sunar birçok ses getiren dizide rolünün hakkını veren çok iyi oyunculardan biri. Ama şimdilerde başka bir telaşın içinde o. Oğlu Aksel’le ilgileniyor. Zamanlarının nasıl geçtiğinden, gelecek planlarına kadar sıcak bir sohbet gerçekleştirdik. Bir de unutmadan röportajımız esnasında “Mışıl” yani ailenin üçüncü üyesi kedileri ile Aksel’in arasında çok güzel bir bağ vardı.  

2 Şubat 2011 Çarşamba

Mekanın cennet olsun... Hoşçakal...

Her sabah olduğu gibi işe gelirken radyoda Cem Ceminay'ı dinliyordum. Gayet eğlenceli sohbet ederlerken birden NTV'den geçen alt yazıyı okudu. "Defne Joy Foster evinde ölü bulundu" cümlesini kurdu. Nasıl yani dedim ya. Şaka gibi çünkü. Daha dün enerjisinden ekranlarda dans ediyordu, röportajlar veriyordu... İçim karardı... En az yakından tanıdığım biri kadar üzüldüm...

Geçen sene röportaj yapmak için kendisiyle konuşmuştum uzun uzun. Ortak uygun zamanlarımızı yakalayamadığımızdan yapamamıştık bir türlü, yarışma olayı da olunca tekrar konuşmayı planlıyordum ki bu sabah aldığım haber şok etkisi yarattı bende...

Aklımdan ilk geçirdiğim; "Peki ya oğlu?" oldu. Yazdıkça üzülüyorum. Bu konu hakkında yazabileceğim cümlem olamıyor maalesef benim ama ben onu en çokda "çat kapı" programında sevmiştim... Mekanın cennet olsun...

En son yarışmada; "Ünlüydüm popüler oldum. Bu da başka bir şey." demişti. İnsanlar en son yaptığı başarılarla akılda kalır ya hep yıllar sonra. İşte Defne Joy'da oğluna kendinden başarı dolu bir anne bırakarak gitti...

Sırada ben varım :)

Carousel Instyl Röportajım
Röportaj yapmaktan son derece keyif alan ben bu sefer de ikinci kez değişiklik yaparak röportaj verdim. Soru sormak daha kolay evet ama cevap vermenin de heyecanı azımsanamayacak kadar fazla. Öylesine, keyfi olarak başladığım Blog'um hakkında bir şeyler söylemek, paylaşmak çok çok güzel...
Resme tıklayıp, röportajı okuyabilirsiniz. :)

Teşekkürler ;)

1 Şubat 2011 Salı

Tayt mı? Yakışır mı ki?

Dar pantolonlar feminenliği ön plana çıkarırken, saklamak istediğiniz fazlalıklarınız içinde alacağınız farklı modellerdeki tunikler sizi hem şık hem de spor bir görünüme kavuşturabilir. Bunun içinde dolabınıza iyice bakmalı, eskileri atmalı ve yeniler için alışverişe çıkmalısınız. İşte size birkaç örnek.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...