***

Bu Blog'da: Ünlü isimlerle yapılan röportajlar ve hikayeleri, gidilen workshop'lar, izlenilen; film-tiyatro-konser notları ve hafta sonu önerileri yer almaktadır.

...

2 Eylül 2010 Perşembe

Keşke çocuk olsam yeniden dediğin oluyor mu zaman zaman?


Büyüdüğünü kabul etmediğin ya da birçok şeyin çocukluğundaki gibi olmasını istediğin anların oluyor mu?

Bir tek düştüğüm için acısa içim diyor musun hiç? Sadece dizimin kanaması, annemin; “Önce yemeğini ye sonra dışarı çıkabilirsin.” demesi canımı acıtsa ve suratımın düşmesine sebep olsa diyor musun?

Gelip geçici günlük aşklardan, geçici heveslerden değil de sadece ve sadece çocukluğumdaki gibi kovalamaca oynarken, hızlı koştuğum için çarpsa kalbim keşke diyor musun? Ve ekliyor musun ardından keşkeyle başlayan diğer cümlelerini. Sonrasında ise “Ama ben büyümedim ki daha.” ile devam eden ve çocukluğuna dair beyninden geçen onca cümleyi…

Akşamları, beklediğin çikolatanın gelmediğinde ağladığın anlar geliyor mu aklına? Ve sadece çikolatanın yokluğundan dolayı ağladığın o günleri çok özleyeceğini düşünerek, şimdiki gözyaşlarının da aynı masumiyette olup olmadığını sorguladığın oluyor mu zaman zaman. Ya da öyle olmasını istediğin…

Akşam üzeri gelen dönme dolapçı amcanın, eliyle çevirdiği dönme dolaba binmek için sırada beklerken sıkıldığın anları, şimdi beklemekten sıkıldığın anlarla karşılaştırdığın ve içinden “Ahh!” çektiğin günlerin oluyor mu hiç?

Sevgilinin anlamını bile bilmediğin ama “Evet benim de bir sevgilim var.” dediğin ve o günlerdeki gibi sadece elini tuttuğun için mutlu olduğun günleri şimdi, “Evet, gerçek mutluluk ve sevgi oymuş.” dediğin anların oluyor mu arada?

Ya özlediğin oluyor mu? Çocuk gözüyle, düşünmeden bakabilmeyi, yorulmadan sevmeyi, sıkılmadan bağıra bağıra ağlamayı veya çok daha fazlasını…

Ya da genellemeler yaparak, “O zaman çocuktuk işte!” deyip işin içinden çıkmaya çalıştığın anların oluyor mu hiç?

Ve de çok daha fazlasını yaşadığın anların..?

4 yorum:

  1. geçmiş güzelliklerinin, şimdinin hızlı yaşantısı içersinde nasıl hala parıldadığını, nasıl hala en saf haliyle varolduğunu anlatıyor bu yazı..
    rüzgara doğru koşan bir insanın, kimseyi umursamadan, ardına bakmaksızın yaşadığı mutlulukları, hüzünleri, heyecanları, kırılganlıkları, anlatıyor bu yazı..

    bu yazı bize bizi anlatıyor aslında. unutmaya yüz tutmuş gerçek, hüzünlü, sevecen, sıcak olan bizi..

    YanıtlaSil
  2. Yazımın içinden çıkardıkların, benim bir şeyleri anlatırken anlaşılma kaygımı da aza indirdi diyebilirim... Birçok arkadaşımda içinden çıkmış bu yazının, mutlu oldum ben de :)

    Rüzgara doğru koşan bir ben :)

    Evet, şimdilerde bu heyecanı yaşayamayacak kadar büyüdük maalesef aama o günlerden güzel olanları hatırlamakta güzel değil mi?

    Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  3. çook güzel yaaa insanı maziye götüren bir yazı gerçekten okurken bir ara gözlerim doldu içtenlikle yazılan bir yazı başarılarının devamını dilerim

    YanıtlaSil
  4. Çoook teşekkür ederim Emre, hissettiklerimin içinden çıkıyor olmak beni hep mutlu ediyor...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...